Geçtiğimiz Pazar günü Kartal’da bulunan, Buğday Derneği ve Kartal Belediyesi’nin desteği ile kurulan %100 ekolojik pazara gittik. Bu pazar 2009 yılından beri faaliyette ve ürün satışları her yıl artarak büyüyor. Peki bu pazarı farklı kılan şeyler neler?
Buğday Derneği kurucusu Victor Ananias’ın fikir tohumlarını attığı bu ekolojik pazarların ilk amacı ekolojik tarımla üretim yapan üreticinin, tüketici ile mümkün olduğunca aracısız buluşması ve buradan doğabilecek tüm olumlu sonuçların önünün açılmasıdır. Nitekim kendi sitelerinde yayınladıkları 2010 verilerine göre Kartal’daki ekolojik pazarda bulunan tezgah sahiplerinin %60’a yakınının üretici, %30’a yakınının ise temsilci olduğunun görülmesi bunu ne kadar iyi başardıklarını gösteriyor. (Güncel veriler kendilerinden istendi.)
Pazarın bazı özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
-Kartal %100 Ekolojik Pazarı her pazar 08.00 – 19.00 saatleri arasında kuruluyor.
-Ulaşım bilgisine buradan ulaşabilirsiniz.
-Pazar alanında sigara içilmesi yasak.
-Naylon torba kullanılmıyor, bunun yerine kese kağıdı var. Detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
-Pazarda bulunan tüm ürünler organik sertifikalı. Hangi kuruluştan sertifikalı oldukları ürün etiketlerinde görülebiliyor.
-Pazar içerisindeki bir halkla ilişkiler standında ürünlere ait sertifikaları, analiz sonuçlarını ve arazi ziyaretlerinde çekilmiş fotoğrafları inceleyebiliyorsunuz.
-Bir web siteleri var. Bu web sitesi üzerinden fiyat politikaları, tohum, sıkça sorulan sorular ve tüketici güvencesi gibi daha birçok konuda detaylı bilgi alabilirsiniz. http://ekolojikpazar.org
-Tezgah sahipleri oldukça samimi ve bilgili.
-Ürünlerin doğallıkları aynı ürünün her tezgahta farklı renk, koku, şekil ve boyutlarlarda olmasıyla da bir nevi tescilli gibi.
Fiyatlar Nasıl?
Broşürdeki “Ekolojik Ürün Pahalı mı?” başlığı altında yazılanlar gayet makul. Bunun yanı sıra az yemenin her zamankinden daha erdemli ve doğru olduğu bu dönemi fark etmeyip, doğal gıdanın insan sıhhatine etkisini göz ardı edip daha sonra modern tedavilere aradaki farkın çok daha fazlasını veren, bireysel talebin gücünü yadsıyan kişiler için fiyatlar gerçekten çok yüksek. Yine de semtlerdeki diğer pazarlar ile karşılaştırıldığında fiyatların sanıldığı kadar yüksek olmadığını savunacağım. Bir başka ilde veya kırsala daha yakın olan bölgelerde ise fiyatlar İstanbul’a göre elbette daha düşük. Ürünün doğallığı ise bu gibi yerlerde daha çok güven üzerine kurulmuş durumda. Şehirli insan için ise güven unutulmuş veya yalnızca daha sonra fiyat artışına sebep olacak analiz ve sertifikalar ile sağlanabilecek bir kavram. Fakat yanlış anlaşılmasın, ben burada denetimsizliği savunmuyorum; sadece insanlar arası ilişkinin, doğaya yakınlığın ve üretime tanıklığın önemini vurguluyorum.
Ekolojik ürünlerin fiyatlarının daha da düşmesi için verilen emekler ne kadar değerli olsa da işi bir adım daha ileri götürmek ve organik tarımın yöntemlerini sorgulamak gerekiyor. Bu yöntemler yontulabilir ve üretim daha az masraflı ve saf bir hale getirilebilir. Bunun için Masanobu Fukuoka gibi insanların uygulamaları incelenebilir ve bölgelere has şekilde denenebilir. Fakat bunu yapacak kişiler kimler olmalı? Çiftçiler mi? Ziraat mühendisleri mi? Yoksa aydın kimseler mi? Bu soru “herhangi bir kişi” şeklinde cevaplanabildiğinde doğru yolda ilk adımın atılmış olacağına inanıyorum.
17.07.2016 tarihinde pazardaki ürünlerden birkaç görüntü ve fikir vermesi açısından bazılarının fiyatları. (Fiyatların birçok etkene bağlı olarak değişebileceğini unutmayın)
Biber (1kg): 5tl
Patlıcan (1kg):5tl
Patates (1kg):5tl
Portakal (1kg): 5tl
Portakal (3kg): 10tl
Elma (1kg): 6tl
Elma (3kg): 10tl
Domates (1kg): 5-9tl
Greyfurt (1kg): 5tl
Limon (1kg): 6tl
Armut (1kg): 5tl
Nektarin(1kg): 7tl
Hıyar (1kg): 4tl
Kabak (1kg): 5tl
Soğan (1kg): 5tl
Kiraz (1kg): 10tl
Yaban Mersini (1kg): 60tl
Taze Kekik (1 demet): 2 lira
Yumurta (10 adet): 9tl
Yumurta (20 adet): 15tl
Süt (1lt): 6.90tl
Elma Sirkesi: 15tl
Fukuoka organik tarıma bile karşı çıkıyorken böyle bir pazar ile ilgili yazının burada yayınlanması ilginç olmuş. Ekin Sapı Devrimi adı ile bir sitede tamamen doğal tarım ile ilgili yazılar ve haberler almalı düşüncesindeyim.
BeğenBeğen
“tamamen doğal tarım” idealine saplanıp kalmış, yıllardır tek bir adım dahi atamamış çok insan ile karşılaştık. Çok dar sınırlardan oluşan ideallerdense kendimize gerçekçi başlangıç noktaları bulmalıyız. Organik tarım da bu dünyanın şu an ki gerçekliklerinden biridir, bu organik pazar da öyle. Atılmış bir adım, gelinmiş bir durum, var olan bir gerçek. Biz de bu gerçeklikten sonrası ile ilgileniyoruz zaten. Yazıda da meseleyi daha öteye taşımaktan bahsedilmiş zaten:
“Ekolojik ürünlerin fiyatlarının daha da düşmesi için verilen emekler ne kadar değerli olsa da işi bir adım daha ileri götürmek ve organik tarımın yöntemlerini sorgulamak gerekiyor. Bu yöntemler yontulabilir ve üretim daha az masraflı ve saf bir hale getirilebilir. Bunun için Masanobu Fukuoka gibi insanların uygulamaları incelenebilir ve bölgelere has şekilde denenebilir.”
Sevgiler
BeğenBeğen