Yok Oluş İsyanı: İklim Aktivistleri Sivil İtaatsizliği Dünyaya Yayıyor

Hükümetten iklim değişikliğinin yol açtığı tehditleri ciddi bir kriz olarak ele almasını ve 2025 yılına kadar emisyonların net olarak sıfırlanması konusunda esaslı adımlar atmasını talep eden protestocuların gerçekleştirdiği eylem haftası boyunca Birleşik Krallık genelinde yüzden fazla kişi tutuklandı.

Binlerce insan Londra’nın merkezinde yolları ve köprüleri kapayan kitlesel protestolara katıldı, kimileri iklim kırılması olarak gördükleri meseleye dikkat çekmek için kendilerini hükümet binalarına yapıştırdı.

Bu, gezegenin ve yaban hayatın tahribatını durdurmak ve iklim değişikliğinin yol açacağı felaketi önlemek için şiddetsiz doğrudan eylem ve sivil itaatsizlik yoluyla kitlesel ekonomik bozulma çağrısı yapan hareket Yok Oluş İsyanı’nın (Extinction Rebellion) doğuşuydu.

Eylemin kendini gösterişini tüm dünyadaki çevreci kampanya grupları ve aktivistler izledi: Bunun iklim eylemleri için yeni bir biçimde uluslararası seferberliğin başlangıcı olabileceğine dair bir umut doğuyor Londra’da.

“Ezber bozan”

Birleşik Devletler’den Gana’ya, Yeni Zelanda’dan Batı Avrupa’ya kampanyalarda mücadele veren herkes, Yok Oluş İsyanı’nın iklim krizi bildirisine hevesle desteklerini gösteriyor.

350 isimli kampanya grubunun eş kurucusu Jamie Henn, Yok Oluş İsyanı’nın Londra’daki başlangıcını Birleşik Devletlerden izlemenin “inanılmaz derecede heyecan verici” olduğunu ve “giderek büyüyen öfkeyi ve radikal çözümlere duyulan isteği” somutlaştırdığını söylüyor.

Henn, Yok Oluş İsyanı’nın Birleşik Devletlerde benzer şiddetsiz doğrudan iklim eylemlerine ilham kaynağı olacağından emin olduğunu, ancak hareketin akan zamana yenik düşüp düşmeyeceğinin henüz belli olmadığını söyledi.

Birleşik Devletler’deki halk hareketi İklim Seferberliği’nin (Climate Mobilization) kurucusu Margaret Klein Salamon ise Yok Oluş İsyanı’nın iklim hareketi için bir “ezber bozan” olduğuna inandığını dile getirdi.

Salamon, Yok Oluş İsyanı’nın uluslararası alanda genişlemesi ve hareketin uzun vadede organize olabilmesi için harekete gereken kapasite ve dayanıklılığı verecek kadar güçlü bir altyapıyı ve kaynakları sağlamak üzerine çalışan, adanmış aktivistlerin oluşturduğu ekipten biri.

Yok Oluş İsyanı’nın, iklim değişikliği hareketindeki kademeli değişim savunusunun yerini iklim krizinin büyüklüğüyle orantılı bir acil eylem talebinin almasıyla doğduğunu söylüyor.

İklim krizinin insanlık ve gezegen ekosistemi üzerindeki etkilerini, bu sonuçları paylaşmanın onlarda yaratabileceği korku ve panikten insanları korumadan, tüm çıplaklığı ile ortaya koyan ilk hareketin Yok Oluş İsyanı olduğunu dile getiriyor.

Yok Oluş İsyanı’nın savunduğu çözümler uzun zamandır imkansız olarak görülse de, grubun bunların ana akım bir ivme kazanabileceğine inandığını ekliyor.

Her şeyden önemlisi Salamon, hükümetlere karşı “güç mücadelelerine” girmeleri konusunda insanları harekete geçirmek ve anlamlı bir değişim talep etmek için barışçıl sivil itaatsizlik yöntemini kullanmasının Yok Oluş İsyanı’nı benzersiz kılan şey olduğunu söylüyor.

“Yok Oluş İsyanı etrafında ciddi bir hareketlenme var ve gereken şey bu bozulmayı daha da tırmandırmak” diyor ve ekliyor: “Bu hareket henüz çok genç, ancak ortada muazzam bir heves var.”

yok-olus-isyani-haber-gorsel-sokaklarFotoğraf: Thomas Katan

Yok Oluş İsyanı’nın ilk kamusal eylemi Londra’daki Greenpeace Genel Merkezi’ni işgal etmekti. Bu hareket Birleşik Krallıktaki iklim hareketini gafil avladı, hükümetin iklim değişikliği karşısındaki eylemsizliğine kayıtsız kalışları konusunda çevreci sivil toplum kuruluşlarına bir ikazda bulunmayı amaçlıyordu.

Gandi’nin bağımsızlık yürüyüşü, Süfrajet hareketi, sivil haklar hareketi ve işgal hareketleri gibi geçmişteki halk hareketlerinden öğrenen Yok Oluş İsyanı, iklim kırılması ile mücadele etmenin aciliyetine dair ortak bir bilinç etrafında dünyanın her yerinden destek toplamayı amaçladığını söylüyor.

Uluslararası İsyan

Birleşik Krallıktaki Yok Oluş İsyanı’ndan bir koordinatör olan Robin Boardman, ülkenin her yerinde gerçekleşen eylem haftasının “küresel direnişin neye benzeyebileceğinin bir modeli” olduğunu söylüyor.

Birleşik Krallığın şu anki küresel emisyonun sadece yüzde birinden sorumlu olduğuna dikkat çeken Boardman, “Londra’da gerçekleşenlerin gelecek aylarda dünya genelinde olabileceklerle karşılaştırıldığında göldeki bir damla” olduğunu ekliyor.

Yok Oluş İsyanı, halihazırda Birleşik Devletler, Kanada, Avustralya, İsviçre, Fransa, Almanya, Hollanda, Belçika, İsveç, İtalya ve İspanya’da çalışan koordinatörlerle birlikte Birleşik Krallığın ötesinde kampanya grupları oluşturmak üzere çalışıyor.

Ancak hareketin uluslararası genişlemesi daha çok Birleşik Devletlere odaklanmış durumda.

“Arap Baharı’ndaki gibi, ayaklanmayı başlatan Tunus olsa da tüm hareketin Orta Doğu’yu etkilemesi Mısır’a sıçradıktan sonra oldu” diye belirtiyor Boardman.

Birleşik Devletler Senatörü Bernie Sanders’ın 2016’daki başkanlık kampanyasından esinlenen Yok Oluş İsyanı, şiddetsiz isyan modelini ve sistemde geniş çapta bir değişiklik isteğini dışarıya taşımak ancak tüm dünyada özerk kampanya gruplarının bağımsız bir şekilde organize olmasına olanak sağlamak istiyor.

Boardman sözlerine “İnsanların eylem yapmaya başlayıp başlamayacağı ve meselenin hangi yöne taşınacağı yerel gruplara bağlı. Bu farklı bir şey yapmakla ve iklim krizi bağlamında kabul edilebilir olanları değiştirmekle ilgili. Toplum devlet otoritesinin karşısında duyduğu korkuyu bir kenara atmaya hazır olduktan sonra her şey çöker ve değişim gerçekleşebilir” diye devam ediyor.

Bir özgür düşünce platformu olan Yok Oluş İsyanı, aralarında geçtiğimiz hafta birçok üyesi Birleşik Krallık’ta tutuklanan Hristiyan İklim Hareketi de olmak üzere, dini gruplardan oldukça fazla destek aldı.

Hristiyan İklim Hareketi’nden Caroline Harmon, geçtiğimiz haftaki eylemlerden ilham alan dünya genelindeki Hıristiyan topluluklardan destek mesajları aldıklarını söyledi.

Yok Oluş İsyanı’nın Afrika kıtasındaki ilk eylemi, bu ayın başında Gana’nın başkenti Akra’da, çok sayıda iklim aktivistinin bir kilisenin önünde Yok Oluş İsyanı pankartları taşıyarak kiliseye gidenlere Birleşik Krallıkta küresel iklim direnişinin doğmakta olduğunu anlatmasıyla gerçekleşti.

yok-olus-isyani-haber-gorsel-ganaFotoğraf: Mawuse Yao Agorkor

Gana’dan bir toplumsal aktivist ve Batı Afrika Vazoba Ağı’nın Genel Sekreteri olan Mawuse Yao Agorkor, Londra’da Yok Oluş İsyanı’nın ortaya çıkışının “heyecanlı bir an” olduğunu ve daha geniş protestoların “ yakında Gana’yı sokağa dökmesini ” umduğunu söyledi.

Vazoba Ağı, uzun zamandır bölgede süren ormansızlaştırma, zehirli kimyasal kullanımı ve madenlere karşı kampanya yürütüyor ve şimdi organizasyon araçlarını ve bağlantılarını Yok Oluş İsyanı’nın mesajını Batı Afrika’da yaymak üzere kullanmayı umuyor.

Agorkor sivil itaatsizliği hükümetin üzerindeki baskıyı arttırmak amacıyla kullanmaktan korkmadığını söyledi. “Altı yıldır sahada çalışıyorum ve gezegenimizin çıkarları için protesto ederken tutuklanmak grubumun korktuğu bir şey değil” diye ekledi.

Agorkor, hareketin Afrika’ya yayılması halinde, polis vahşetinin ortak kader olduğu ve protestoculara ateş açılabileceği bölgelerdeki koşullara adapte edilmesi gerekeceğinin oldukça farkında. Ancak şimdilik, hem Vazoba’nın hem de Yok Oluş İsyanı’nın sahip olduğu organizasyon kapasitesinin “iyi bir başlangıç noktası” oluşturduğuna inanıyor.

Kapsamlı Hareket

Yok Oluş İsyanı’nın ortaya çıkışı Birleşik Devletlerdeki iklim hareketinin de büyük bir değişimde olduğu zamana denk geldi.

350’den Henn’e göre, Sanders’ın Yok Oluş İsyanı’nın seferberlik stratejisine de ilham kaynağı olan başkanlık kampanyası, aralarında daha çok kadın ve beyaz olmayan bireyin yer aldığı yeni bir genç liderler jenarasyonunu yarattı – bu eğilim Birleşik Devletlerin dönem ortası kongre seçimlerine de yansımış durumda.

29 yaşındaki Alexandria Ocasio-Cortez liderliğindeki yeni seçilen liberaller, önümüzdeki on yıl içerisinde ekonomiyi hızlı bir şekilde yüzde yüz yenilenebilir enerjiye çevirmek üzere, Demokratlardan bir “Yeşil Yeni Düzen” talep ediyorlar. – Yok Oluş İsyanı’nın 2025’te net sıfıra ulaşma talebiyle büyük ölçüde uyumlu bir hedef.

Henn, Yok Oluş İsyanı’nın Birleşik Devletler’de popüler olabilmesinin tek yolunun “ağırlıklı olarak yaşlı, orta sınıf beyaz insanların oluşturduğu iklim hareketlerinden uzaklaşmak” olabileceğini dile getiriyor.

Bunun karşısında Yok Oluş İsyanı’nın “liderlik görevlerinde gençlerin ve beyaz olmayan bireylerin da yer aldığı, hakkaniyet ve ekolojik adalet meselelerini ele alan çok ırklı ve çok jenerasyonlu bir hareket inşa etmesi” gerektiğini söylüyor.

yok-olus-isyani-haber-gorsel-pankartFotoğraf: Tamsin Omond

Henn’e göre hareketin, aciliyet konusunda ilham veren ancak cephede yaşayanların tecrübelerine saygı duyan ve bunları yansıtan evrensel bir dil kullandığından da emin olması gerekiyor.

Geçtiğimiz hafta Londra’nın merkezindeki Westminster köprüsünden aşağı sarkıtılan “İklim Değişikliği, B*ku Yedik” pankartını ima ederek,

“Londra’nın güvenli ortamından böyle şeyler söylemek mümkün, ancak eğer iklim etkilerinin cephe hattında yaşıyorsanız iş başka,” diye ekliyor Henn.

“Bazı insanların vazgeçme şansı yok.”

Çeviri: İlayda Gülsüm Çamlı
Kaynak: https://www.desmog.co.uk/2018/11/20/extinction-rebellion-uk-ghana-and-us-climate-activists-take-civil-disobedience-world-wide?fbclid=IwAR2On-nwsMrxU5CYWo0npSMWEmUnwS3ghqQLqn4uO8XUCD2LdKfTYVGD1Oo

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s