Greta Thunberg: Ben sadece bir elçiyim ve yine de tüm bu nefretin odağıyım.

Son zamanlarda hakkımda pek çok söylentinin dolaştığını ve devasa bir nefretin oluştuğunu görüyorum. Bu benim için bir sürpriz değil. Çoğu insan iklim krizinin tam olarak ne olduğunun farkında olmadığından (ki hiçbir zaman bir kriz olarak ele alınmadığı için durumun böyle olması gayet anlaşılır), iklim için okul grevinde olmanın insanlara genel olarak garip gelebileceğini biliyorum.

İzninizle okul grevimle ilgili bazı konulara açıklık getireyim.

2018’in Mayıs ayında, Svenska Dagbladet isimli İsveçli bir gazetenin çevre hakkında düzenlediği bir yazı yarışmasının kazananlarından biri oldum. Makalem yayınlandı ve bazı insanlar benimle iletişime geçti, bunların arasında Fossil Free Dalsland’den Bo Thorén de vardı. Özellikle gençlerden oluşan ve iklim krizi ile ilgili bir şeyler yapmak isteyen bir grup insanla beraberdi.

Başka aktivistlerle de birkaç telefon görüşmesi yaptım. Amaç iklim krizine dikkat çekebilecek yeni proje fikirleri ortaya koymaktı. Bo’nun yapabileceklerimizle ilgili birkaç fikri vardı. Bir yürüyüş düzenleme fikrinden tutun da ucu açık bir okul grevine (okuldaki çocukların okul bahçelerinde ya da sınıflarda yapabileceği türden her şey). Bu fikir, silahlı okul saldırısından sonra okula gitmeyi reddeden Parkland öğrencilerinden alınan ilhamla ortaya atılmıştı.

Okul grevi fikrini sevmiştim. Bu fikir üzerine daha çok düşünmeye başladım ve diğer genç insanların da bana katılmasını sağlamayı denedim ancak kimse gerçekten ilgili değildi. Zero Hour yürüyüşünün İsveç versiyonu gibi bir eylemin daha büyük bir etkisinin olacağını düşündüler. Bu nedenle ben de okul grevini tek başıma planlamaya devam ettim ve bundan sonraki süreçte de başka toplantılara katılmadım.

Bu planımı ailemle paylaştığımda bu fikirden hoşlanmadılar. Okul grevi fikrini desteklemediler ve eğer bunu yapacaksam onlardan hiçbir destek almadan kendi başıma yapmak zorunda olacağımı söylediler.

20 Ağustos günü İsveç Parlamentosu’nun önüne oturdum. İklim kriziyle ilgili gerçeklerden bahseden bir listeyi ve neden grevde olduğumun açıklamasını içeren el ilanları dağıttım. İlk iş olarak, yaptığım şeyle ilgili Twitter ve Instagram üzerinden gönderiler paylaşmaya başladım ve bu internette kısa sürede yayıldı. Daha sonra gazeteciler ve basın gelmeye başladı. İklim hareketi konusunda aktif bir İsveçli iş adamı ve girişimci olan Ingmar Rentzhog ilk gelenlerden biriydi. Benimle konuştu ve çektiği fotoğrafları Facebook’tan yayınladı. Onunla ilk kez orada tanıştım ve konuştum. Daha önce onunla ne bir iletişimim olmuştu, ne de karşılaşmıştım.

Birçok insan “arkamda” başka insanlar olduğuna, yaptığım şey için “para aldığıma” ya da “kullanıldığıma” dair söylentiler yaymaya bayılıyorlar. Ancak benim “arkamda” benden başka kimse yok. Ailem de ben onları durumdan haberdar kılana kadar iklim aktivisti olmaktan olabildiğince uzak insanlardı.

Herhangi bir organizasyonun parçası değilim. Bazen iklim ve çevre ile ilgili çalışan çeşitli sivil toplum kuruluşlarını destekliyorum ve onlarla işbirliği yapıyorum. Ancak kesinlikle bağımsızım ve sadece kendimi temsil ediyorum. Ve yaptığım şeyi tamamen karşılıksız yapıyorum, bana hiçbir şekilde bir para veya gelecekte yapılacak bir ödemenin sözü falan da verilmedi. Hiç kimse benimle ya da ailemle de ilişkili değil.

Ve tabii ki bu şekilde devam edecek. İklim mücadelesini para için veren bir tane bile iklim aktivistiyle tanışmadım. Bu fikir tamamen saçmalık.Üstelik ancak okuldan izin alarak yolculuk yapıyorum ve biletlerin de konaklamanın da ücretini ailem karşılıyor.

Ailem, benim ve kız kardeşim Beata’nın anne babamızın özellikle iklim konusundaki düşünceleriyle dünya görüşlerini nasıl etkilediğimizle ve bize konulan tanıyla ilgili bir kitap yazdı.Bu kitabın Mayıs ayında yayınlanması planlanıyordu. Ancak yayıneviyle büyük bir anlaşmazlık yaşayıp yeni bir yayıneviyle anlaştığımızdan, kitap Ağustos ayında basıldı.

“Scener ur hjärtat” (Kalpten Sahneler) isimli bu kitap basılmadan önce ailem, kitaptan gelecek olası kârın çevre, hastalık tanısı konulmuş çocuklar ve hayvan hakları üzerine çalışan sekiz farklı hayır kurumuna gideceğini belirtmişti.

Ve evet, kendi konuşmalarımı kendim yazıyorum. Ancak söylediklerimin çok fazla insana ulaşacağını bildiğim için genellikle tavsiye istiyorum. Ayrıca belli başlı karmaşık konuları nasıl ifade edeceğim konusunda sık sık yardım istediğim birkaç bilim insanı var. Her şeyin tamamıyla doğru olmasını istiyorum ki yanlış olan ya da yanlış anlaşılabilecek sözler yaymayayım.

Bazı insanlar bana konulan teşhis yüzünden benimle dalga geçiyor. Ancak Asperger bir hastalık değil, bir hediye. İnsanlar Asperger teşhisi konmuş biri olarak bu pozisyona kendi kendimi koymuş olmamın imkansız olduğunu da söylüyor. Oysa yaptığım her şeyin sebebi tam da bu. Eğer “normal” ve sosyal olsaydım bir organizasyon içerisinde örgütlenirdim ya da kendim bir organizasyon kurardım. Sosyalleşmek konusunda pek de iyi olmadığım için bunu yapmaya karar verdim. Ve bazen bir şeyleri YAPMAMAK, sadece parlamentonun önünde oturmak gibi, yapmaktan daha çok ses getirir – tıpkı bir fısıltının bazen bir çığlıktan daha güçlü olması gibi.

Bir de “yetişkin gibi konuşmam ve yazmamla” ilgili bir şikâyet var. Bununla ilgili söyleyebileceğim tek şey var: 16 yaşında birinin kendisi için konuşamayacağını mı düşünüyorsunuz? Bazı insanlar da meseleleri fazlaca basite indirgediğimi söylüyor. Örneğin “iklim krizi ‘ak ya da kara’ bir mesele”, “sera gazı emisyonlarını durdurmamız lazım” ve “paniğe kapılmanızı istiyorum” dediğimde. Ancak bunu yalnızca gerçek olduğu için söylüyorum. Evet, iklim krizi karşılaştığımız en karmaşık mesele ve “durdurmak” için her şeyimizi ortaya koymamız gerekiyor. Ancak çözüm ak ile kara gibi; sera gazı emisyonlarını durdurmak zorundayız.

Çünkü ısınmayı sanayileşme öncesi seviyenin 1,5 santigrat derece üzerine ya çekeriz, ya çekmeyiz. İnsan kontrolünün çok ötesindeki olayları göreceğimiz bir zincirleme reaksiyon başlattığımız taşma noktasına ya ulaşırız, ya ulaşmayız. Bir medeniyet olarak ya devam ederiz, ya etmeyiz. Konu hayatta kalmak olduğunda gri alanlar diye bir şey yok. Ve paniğe kapılmanızı istiyorum dediğimde, krize kriz gibi davranmamız gerektiğinden bahsediyorum. Eviniz yanarken kenarda oturup yangını söndürdünüz mü tekrardan nasıl güzel bir ev yapacağınızı konuşmazsınız. Eviniz yandığında dışarıya koşar, herkesin dışarı çıktığından emin olurken bir yandan da itfaiyeyi ararsınız. Bu biraz panik gerektiriyor.

Hakkında yapacak bir şeyimin olmadığı bir başka tartışma daha var. O da benim “sadece bir çocuk olduğum ve bir çocuğu dinlemememiz gerektiği” gerçeği. Ancak bu kolayca çözülebilir: Benim yerime, çok sağlam bulguları olan bilimi dinlemeye başlayın. Çünkü bilim insanlarına ve sürekli bahsettiğim gerçeklere kulak verseydiniz, hiç kimse beni ya da iklim için dünyanın her yerinde okul grevinde olan yüz binlerce diğer çocuğu dinlemek zorunda olmazdı. Böylece biz de okula dönebilirdik.

Ben sadece bir elçiyim ve yine de tüm bu nefretin odağıyım. Yeni bir şey söylemiyorum, sadece bilim insanlarının onlarca yıldır söyleyip durdukları şeyleri tekrarlıyorum. Ve size katılıyorum, bunu yapmak için çok gencim. Biz çocukların bunu yapmıyor olması gerekir. Ancak neredeyse hiç kimse hiçbir şey yapmadığı ve tehlikede olan bizim geleceğimiz olduğu için, devam etmemiz gerektiğini hissediyoruz.

Benimle ilgili daha başka endişeniz ya da şüpheniz varsa, iklim ve çevre konusuna ilgilimin nasıl başladığını anlattığım TED konuşmamı dinleyebilirsiniz.

(https://www.facebook.com/yabanitarim/videos/132641267661241)

Nazik desteğiniz için hepinize teşekkür ederim! Bu bana umut veriyor.
/Greta

Çeviri: İlayda Gülsüm Çamlı

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s